Çürük Değil, Vicdani Ret

11/28/2010

Vicdani Retçi İnan Süverle Dayanışma İnisiyatifi ve Anarşist Perspektif dün (27 Kasım) kıbrıs şehitleri caddesinde gerçekleştirdikleri basın açıklaması ve pandomim gösteriminde, Vicdani retçi İnan Süver’e verilen çürük raporunun militarist yapı ve zihniyetin çürüklüğünün göstergesi olduğunu dile getirdi.

Militarist yapı ve zihniyeti eleştirel bir yaklaşımla ele alan pandomim gösterisi oldukça ilgi toplarken, okunan basın açıklamasıyla İnan Suver’i yargılayan ve çürük raporu verenlere karşı bir kez daha barışın sesi yükseltildi.

Basın metni:

Basına ve Kamuoyuna;

24 ağustostan beri İzmir’de tutuklu bulunan vicdani retçi İnan Suver, 22 Kasım’da Buca Kapalı Cezaevi’nden Hatay Askeri Hastane’sine sevk edilmişti. Dün çıkarıldığı heyet tarafından arkadaşımız İnan’a “çürük” raporu verildi.

Eline silah almayı reddettiği için yaklaşık 5 aydır tutuklu bulunan arkadaşımız İnan Suver’e verilen bu “çürük” raporu, militarist zihniyetin İnan’dan ve İnan gibi vicdanının sesini dinleyenlerden kurtulma çabasıdır. Mehmet Bal, Halil Savda ve Enver Aydemir’den sonra “çürük” raporu verilen 4. vicdani retçi olan ve rapor almak istemediğini sürekli beyan eden İnan’a yönelik böyle bir karar, bu militarist zihniyetin kendi çürüklüğünün belgesidir. Kendisine de “anti sosyal kişilik bozukluğu” teşhisi ile çürük raporu verilen vicdani retçi Halil Savda bu durumu yorumlayarak şöyle demişti:
“Bu çürük raporları militarizmin, vicdanın hayat eksenindeki şiddetsizlik ve özgürlük çabası karşısındaki aczi ile ifade edilebilir. Militarizmin çarklarındaki kum misali çarkların dişlilerini bozan vicdani duruşumuz kuşkusuz ki toplumda çürük olarak da bilinen raporlarla yok sayılamaz. Çürük olan militarist kurum, yapı ve zihniyettir. Çürüklerin, çürüklüklerini çürük raporları ile gizleme çabası beyhudedir. Şiddete tapanların çürüklükleri aşikâr.”

Militarist yapı ve kurumların İnan’ı hapsettiği süre boyunca, İnan hem psikolojik hem de fiziksel işkenceye maruz kalmıştır. Bütün bunlara maruz kalan bir birey için yıpranmışlık doğaldır. Asıl çürüklük belirttiğimiz gibi hem işkence yapıp hem de bunun sonuçlarından tıbbi raporlar hazırlayan kurum ve yapılardır.

Efendiler bilmelidir ki; anti militarist mücadele onların tutarsız eylemleri ve küçük düşürücü belgeleri ile değil, İNANcı tam, vicdanı hür bireylerin kararlılığıyla şekillenir.

Vicdani Retçi İnan Suver’le Dayanışma İnisiyatifi

Anarşist Perspektif

Kilitçiler İnisiyatifi'nden 24 Kasım Kutlaması

11/25/2010


Kilitçiler inisiyatifi 24 Kasım Öğretmenler Gününde bir çok ilde yaptığı eylemle liselerin kapısına kilit vurdu.

Öğretmenler gününün kutlanacağı bu günde yapılan bu eylem İstanbul, İzmit, Ankara, Adana, Antalya olmak üzere 5 farklı ilde gerçekleştirildi. "Antalya Bileydi Anadolu Lisesi, Antalya Yavuz Selim Lisesi, Ankara İ.M.K.B Endüstri Meslek Lisesi, İzmit Atılım Anadolu Lisesi, Adana Uğur Dershanesi, İstanbul Kadıköy 50. Yıl Tahran Lisesi, Bostancı Şenesenevler Lisesi, Bostancı Hayrullah Kefoğlu Anadolu Lisesi, Kadıköy İntaş Lisesi, Kocamustafapaşa Özel Şahakyan Noryan Ermeni Lisesi, Kağıthane Lisesi, Beyoğlu Ticaret ve Anadolu Ticaret Meslek Lisesi, Beşiktaş Erhan Gedikbaşı Çok Programlı Lisesi " olmak üzere "13" okul kapatıldı. Sabah okula girmek için okul kapısına gelen öğrenciler ve öğretmenler karşılarında kilitli kapılar ve yere dağıtılmış kuşlamaları buldular. Bu kilitli hal bazı okullar da 1 saat sürerken çoğu okulda yaklaşık 2-3 saati buldu. Bu durum okul idaresini oldukça kızdırmış olsa da öğrenciler için hem manidar hem de eğlenceli oldu. Bu 24 Kasım öğretmenlere değil, öğrencilere armağan oldu.

Kilitçiler İnisiyatifi eylemle ilgili olarak şu açıklamayı yaptı;

Bizler 7 yaşından itibaren okullarınıza nice gözyaşları dökmemize rağmen zorla götürdüğünüz çocuklarız. Bizler daha o dev gibi duvarlarla kaplı okula neden geldiğimizi anlayamamışken bizlere Türklüğü, ant içmeyi öğretmeye çalıştınız. Daha yaşamın bilgisine sahip değilken, bizlere hayat dersini kitaplardan öğretmeye, kafalarımızı binlerce boş bilgiyle doldurmaya çalıştınız. Hatta bu bilgileri anadilinde "Kürtçe" almaya çalışan arkadaşlarımıza bile izin vermediniz. Daha itaatkar köleler olabilmemiz için tek tipleştirdiniz. Saçımıza, başörtümüze giydiğimiz kıyafete karıştınız. Her sabah nizami sıraya soktunuz, okula geç kalmamak için aynı saatte kalkmaya, tenefüse çıkmaya, derse girmeye zorladınız. Bizleri zamanla terbiye etmeye çalıştınız. Bizden kapitalizme uygun; itaatkar, tüketici, bencil, kanaatkar bireyler ürettiğinizi düşündünüz. İşte bizler bu yüzden sizin rekabetçi, tahakkümcü, kapitalizme köle yetiştiren okullarınızı kilitliyoruz.

Böylece sizlerin kapılarını kilitlerken, yüreğimizdeki dünyanın kapılarını açıyoruz. Bilginin dayanışma ve paylaşmayla çoğaldığı, bilginin mülkiyetinin olmadığı, kimsenin okul denen hapishanelere kapatılmadığı özgür bir dünyaya daha da yakınlaşıyoruz.

kilitciler.blogspot adresinden alınmıştır.

İnan'ın Duruşması Yine Ertelendi

11/08/2010

24 Ağustos’tan bu yana, İzmir’de tutuklu bulunan vicdani retçi arkadaşımız İnan Suver’in duruşması 6 Aralık’a ertelendi.

Daha önce de 11 Ekim’deki duruşması, 8 Kasım’a ertelenen İnan, tutukluluk süreci hukuksal yollardan keyfi bir şekilde uzatılarak, psikolojik yıpratmaya maruz bırakılmakta.

İnan’la dayanışmak için gittiğimiz duruşma öncesi, maruz kaldığımız tavırlar, İnan’ın ne kadar haklı bir mücadele verdiğini bir kez daha anlamamızı sağladı. Takipler, keyfi GBT sorgulamaları, duruşma öncesinde kıdemli askerlerin girişimizi engelleme çabaları, içinde yaşadığımız militarist düzenin yapısını tüm somutluğuyla gösterdi.

Önümüzdeki 1 aylık süreçte, herkesi, bu militarist zihniyet ve yapılara karşı İnan’la dayanışmayı örmeye çağırıyoruz.

İnan'ın Duruşmasına Çağrı

11/07/2010

Vicdani retçi İnan Suver, militarizmin nesnesi olmayı reddettiği için yarın saat 10:00’da Narlıdere’de Ege Ordu Komutanlığı askeri mahkemesinde yeniden yargılanacak.

Bizler İnan’a destek olmak ve onun yalnız olmadığını göstermek için, katil devletin ahlakının ve yasalarının dayatmalarına karşı olmak için, bütün savaş karşıtlarını, vicdanının sesini dinleyenleri İnan’ı yalnız bırakmamaya çağırıyoruz.

Buluşma yeri: Konak Atatürk Kültür Merkezi Önü

Saat: 08:00

Eğitim Öğütür YÖK Sömürür

11/05/2010


Kapitalist sistemin köle fabrikalarının planlayıcısı YÖK’ün kuruluş yıldönümünde, bizler en büyük fabrikalardan birinde, Ege Üniversitesi’ndeydik. Sistemin yalanlarıyla kandırılmış öğrenciler hayatlarını bu fabrikalarda tüketirlerken, onlara söyleyecek lafımız vardı; eğitim kitle imha silahıdır!

5 Kasım günü Ege Üniversitesi’nde açtığımız stantla ve dağıttığımız diploma bildirilerle, bu sistemin bir parçası olmayacağımızı, “özgür diye yutturulan üniversiteyi” aslında nasıl da tanıdığımızı bir kez daha haykırdık.

5 Kasım günü dağıttığımız bildiri;

Küçük yaşlardan itibaren bireyi okula kapatan, yönlendiren, telkinlere ve vaazlara maruz bırakan devlet, varlığını, eğitim sistemiyle şekillendirdiği prototip vatandaşlarına borçludur. Devletin eğitim kurumlarında şekillenen bu bireyler, eğitimlerini tamamladıktan sonra kapitalist sisteme amade birer köledir. Düşünme, sorgulama ve bunları yaratıcı biçimde ifade edebilme yetilerini devletin sistemli ideolojik baskısı altında unutan bireyler, eğitim süreci boyunca sadece hayallerinden değil, kendileri olmaktan da vazgeçerler.

Yontulmuş kişilikler üreten, monoton, sıkıcı, tatmin etmeyen süreçleri içselleştirten, farklılıkları faşist zihniyetiyle aynılaştıran, bireyi tamamen uzmanların ve kurumların denetimine ve otoritesine teslim eden devlet eğitiminin somutlaştığı kurumdur YÖK. Akademik, kurumsal ve idari yönden yapılanmış iktidardır. Bireyin öğrenimini planlama, düzenleme, yönetme, denetleme yetkisini elinde bulunduran devletin militarist zihniyetinin ürünüdür YÖK.

Kameralarıyla, kampus içi karakollarıyla denetime tabi tuttuğu bireyleri, piyasanın ihtiyaçları doğrultusunda harcayacak devlete ve onun kurumlarına karşı direnişi örgütle, Özgür Eylem Alanlarımız Toplumsal Yaşamın Çoğunu Oluşturana Dek…