Vicdani retçi arkadaşımız İnan Suver, yaklaşık 5 aydır asker olmayacağını söyleyip buna göre davrandığı için tutuklu bulunuyor. 6 Aralık günü yapılan son duruşmada, İnan’a daha önceden verilen “çürük” raporu nedeniyle, tahliye kararı verildi. Ancak İnan’ın 2003, 2004 ve 2006 yıllarında "firar" suçlarından verilmiş olan toplam 25 aylık bir cezasının olması ve verilen raporun 2008 yılı 8. aydan itibaren geçerli olmasından dolayı tahliye işlemi yapılmayacağı öğrenildi.
"...askere çağırdınız gelmedim mecbur ettiniz sonunda 2001 yılının 23 Temmuzunda geldim. Silah vermediniz, nöbette tutturmadınız, bir kaç kere iştimaya girdim ise de sonradan sıkıcı buldum girmedim ona da ses çıkarmadınız. Fakat ben yinede kaşınıyordum sizce. Firar ettim. Yakalandım kaşıdınız. Askeri ceza evi adı altında işkencehanelerinizde 7 ay kaldım... Tam 8 yıl 2 ay 13 gündür kaçağım…” demişti İnan vicdani reddini açıklarken. Vicdani ret, bireyin militarist yapı ve zihniyetlerin bir parçası olmayacağına dair vicdani bir beyan, insani bir tavırdır. İnan, “ben vicdani ret hakkı diye bir bilgiye sahip oldum. Onu kullanıyorum...” diyor. Ancak İnan’ın vicdani reddi bunu sözlerle dile getirmesinden önce başlıyor. Militarist yapı ve kurumlara alışamayan/alışmak istemeyen İnan birçok kez firar ediyor. İnan’ın her firarı, kana susamış, savaş naraları atan bu yapı ve zihniyete karşı vicdani rettir. İnan’ın her firarı, savaşa karşı yükseltilmiş barışın sesidir. İnan’ın her firarı, bireyin, totaliter yapı ve onun sistemlerine vurduğu birer darbedir. İnan’ın her firarı, bireyin özgürlüğü yolunda bir adım ve insani bir kararlılıktır.
İnan’ı bu vicdani tutum ve eylemliklerinden dolayı hapsedenler, ölümü çağıran seslerini gizleyemeyeceklerdir. Savaşlara karşı edilen her firar, fiili vicdani rettir.